Nilüfer Zamanı’na Konuk Olduk: Fitoterapi ve Kanser
Nilüfer Batur: Fitoterapi nedir Hocam?
Fitoterapi kısaca kelime anlamı olarak bitkilerle tedavi demektir. Bitkilerin tedavi etme kabiliyetleri aslında yüzyıllardır bilinen bir konu. Bitkiler bizim temel besin maddemizdir. Bitkiler besin olma kabiliyetlerinin yanında bizim sekonder metabolit ya da fito kimyasallar dediğimiz etki mekanizmalarını içeriyorlar. Bu etkin moleküllerin tedavi edici yönleri var. İnsanlar binlerce yıldır aslında bu moleküllerden faydalandılar. Günümüzden 100 yıl önce modern tıbbın argümanları devreye girdikten sonra fitoterapiden ne yazık ki uzaklaşıldı. Ama geleneksel ve tamamlayıcı tedavilerin içinde yaşadığımız dönemde vazgeçilmez unsurlar olduğu ortaya çıktı. Örneğin kanserde her 5 insandan birin biz kanserden kaybediyoruz. Her yıl 200 binin üzerinde yeni kanser vakamız var. Her yıl 100 binden fazla insanımızı kaybediyoruz. Tıbbın, teknolojinin gelmiş olduğu seviyeye rağmen biz hali hazırda insanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. İşte bu noktada özellikle son 20-25 yıl içinde fitoterapi devreye girdi. Fitoterapi gerçekten kanserden korunmada, kanserin tedavisinde, kısaca kanserin her aşamasında etkin bir yöntem olarak kullanıma girdi.
Nilüfer Batur: Kanserde geç evre, 4. evrede tedavi zorlaşıyor. Bundan da bahsedebilir miyiz?
Kanser eğer bulunduğu yerde yakalanıyorsa 1. evre, uzak organlara metastaz yaptıysa 4. evre kanser diyoruz. Kanser vücudun tamamına nüfuz ettiğinde, vücudun enerjisi düşüyor, beslenme düzeni bozuluyor, bağışıklık sistemi iyice zayıflıyor. Dolayısı ile bu evreye geldiğimiz zaman maalesef tıbbi olarak çok fazla bir çalışma yapılamıyor. Fitoterapinin şöyle bir farkı oluyor: Biz hangi evrede olursa olsun hastalarımıza fitoterapi desteği verebiliyoruz, yeter ki hastada beslenme olsun. Çünkü insanın hastalıklarının aşılmasında en büyük etken beslemedir. Bazı beslenme formülleri ile biz bağışıklık sistemimizi güçlendiriyoruz. Bağışıklık sistemi aslında yeterli seviyeye geldiğinde hemen hemen bütün hastalıklarla mücadele etme kabiliyeti olan bir sistem.
Nilüfer Batur: Modern tıbbın kanser tedavilerinde ciddi yan etkiler görülüyor, özellikle kemoterapide. Bu yöntemlerden uzak durmayalım ama yan etkilerini nasıl minimuma indirebiliriz ya da tamamen sıfırlayabilir miyiz?
Gerçekten kemoterapinin ciddi yan etkileri var. Çünkü kemoterapinin genel mantığı hücreyi öldürmek. Kemoterapi kanserli hücreleri öldürürken sağlıklı hücrelerimize de zarar veriyor. Kemoterapi tümörü ortadan kaldırmaya çalışırken karaciğerimize, böbreklerimize, mide bağırsak sistemimize zarar veriyor. Bulantı, kusma, saç dökülmesi ve kısırlık gibi durumlar da karşımıza çıkabiliyor. Fitoterapi, kanserin tedavisinde kemoterapinin hem etkisini artıran, hem de yan etkilerini minimize eden bir yöntemdir, bazen de yan etkiler sıfırlanabilmektedir.
Nilüfer Batur: Hocam bitkileri kullanırken de dikkatli olmalı mıyız?
Bitkileri koruyucu hekimlik anlamında aslında hepimiz mutfağımızda kullanıyoruz. Ama tedavi için kullanırken mutlaka bir fitoterapi uzmanına danışmanızda fayda var. Meslektaşlarımız bitkiler konusunda bazen çok sıkı olabiliyor. Benim bir hemşireme bir onkolog arkadaşımız kefir yeme demiş. Oysa kefir ciddi bir probiyotik kaynağı. Biz fitoterapide kefiri tavsiye ediyoruz. Brokoliyi yasaklayan doktorlar var. Oysa bunlar masum bitkiler. Tam tersi kanser tedavisine çok ciddi yardımcı olur.
Nilüfer Batur: Kanser hastalarına vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Kanser hastalığı kötü bir hastalık olarak zihinlere yerleştiği için kansere yakalanan hastaların psikolojileri bozuluyor. Burada şu cümle çok önemli. 90 yaşında vefat eden İtalyan onkolog Prof. Dr. Umberto Veronesi diyor ki “Hiç kimse, kimseye, ne kadar yaşayacağını söyleyemez. Ben 55 yıllık meslek hayatım boyunca çok sayıda mucizeye tanık oldum. Eğer hasta iyileşmek isterse iyileşir.” Onkoloji hastalarımız iyileşeceklerine dair umutlarını asla kaybetmemeliler. Kanser dahil tüm hastalıkların iyileşmesi ile alakalı İbn-i Sina’nın benzer bir sözü var: “Şifası olmayan hastalık yoktur, irade eksikliğinden başka.” Biz o iyileşme iradesini ortaya koyarsak bütün hastalıkların şifası vardır, buna kanser dahil. Fitoterapi gerçekten çok etkin bir yöntemdir. Binlerce yıldır kullanılmış geleneksel, kadim bir yöntemdir. Etkinliği son 25-30 sene içinde yapılmış olan çalışmalarda delilleri ile ortaya konulmuştur. Fitoterapi kanser hastalığının tedavisinde hastalarımızın ümidini artıracak çok önemli bir yöntemdir. Hastalarımız gerçekten ümitlerini yitirmesinler, iyileşmek isterlerse doğru tedavilerle, bizim de bitkisel tedavi desteğimizle iyileşirler.